Eskişehir Temizlik Şirketi Merdiven Temizliği 0530 746 82 66 - 0542 260 86 02
ÖZNUR AYDIN 0534 864 19 30
ESKİŞEHİR MERDİVEN TEMİZLİK HİZMETLERİ
UYGUN FİYATA KALİTELİ HİZMET SUNUMU

Emek Mh. Yanartaş Sk. No:31 Eskişehir
www.eskisehirmerdiventemizliksirketi.com
0530 746 82 66 - 0542 260 86 02

“Cinsiyetsizleştirme hareketi dünya nüfusunu azaltmaya yönelik bir proje!”

28.01.2025 

“Cinsel kimliğiyle ve cinsiyetiyle barışık bireyler yetiştirmek mümkün!”

Ailenin önemine vurgu yapan Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Cinsel kimliğiyle ve cinsiyetiyle barışık bireyler yetiştirmek mümkün. Ancak bu süreçte zamanlama kritik bir rol oynuyor. 12-13 yaşından sonra bu tür durumları düzeltmek çok daha zor hale geliyor.” dedi.

 Çocuğun yetiştirilme tarzının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Erkek çocuk, kadınsı rol modellerle büyüyor ve bu süreçte baba da zayıf bir kişilik sergiliyorsa, amca veya dayı gibi güçlü erkek figürler de yoksa çocuğun cinsiyet kimliği üzerinde ciddi bir etki bırakılıyor.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, cinsiyetsizleştirme konusunu değerlendirdi.

Dünya nüfusunu azaltmaya yönelik bir proje mi?

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, uzun süredir cinsiyetsizleştirme konusuyla ilgili çeşitli bilgilere ulaştıklarına dikkat çekerek, “Ancak en son Fransa’da bu yıl haziran ayında düzenlenen Olimpiyatların açılış seremonisinde, cinsiyetsizleştirmeye yönelik açık bir sergileme yapıldı. Bu sergileme, cinsiyetsizleştirmenin doğal bir süreçte gelişen bir olay olmadığını; aksine tasarlanmış, planlanmış ve projelendirilmiş bir çalışma olduğunu net bir şekilde ortaya koydu. Gözlemlerimiz de bu yönde. Özellikle cinsiyetsizleştirme hareketinin küresel sermaye ve güçler tarafından dünya nüfusunu azaltmaya yönelik bir proje olarak yürütüldüğünü düşünüyoruz.” dedi.

“Küresel sermaye, dünyayı yönetme iddiasında olan bir üst mekanizma gibi hareket ediyor”

Bu konuyu ilk kez 2016'larda fark etmeye başladığını, o dönem bağımlılıkla ilgili bir proje gündeme geldiğini, projenin içinde cinsiyetsizleştirme çalışmalarının da yer aldığını ve projenin fon kaynağının Birleşmiş Milletler Nüfus Planlama Fonu olduğunu gördüğünü anlatan Tarhan, “Görünüşe göre Birleşmiş Milletler, bağımlılıkla mücadele projelerini planlarken aslında cinsiyet rolleri, evlilik ve nüfus azaltımı gibi hedefleri de önceliklendiriyor. Dünya nüfusu hızla artıyor ve bu durumun devam etmesi halinde küresel güçlerin dünyayı yönetmekte zorlanacağı düşünülüyor. Küresel sermaye, dünyayı yönetme iddiasında olan bir üst mekanizma gibi hareket ediyor ve bu tür projeleri bir araç olarak kullanıyor. Ellerindeki kültürel sermayeyi de bu projelerin bir parçası olarak değerlendiriyorlar.” diye konuştu.

Kadın ve erkek eşitliği; haklar ve fırsatlar açısından değerlendirilmeli

“Toplumsal Cinsiyet” kavramının kadın ve erkek arasındaki hak ve fırsat eşitsizlikleriyle ilgili olması gerektiğini kaydeden Tarhan, “Kadın ve erkek biyolojik olarak eşittir şeklinde bir yaklaşım benimseniyor. Oysa, kadın ve erkek eşitliği; haklar ve fırsatlar açısından değerlendirilmelidir.” ifadesinde bulundu.

Kadın ve erkek cinsiyeti arasında ataerkil kültürden kaynaklanan bir eşitsizlik olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu duruma tepki olarak feminist hareket, 1960’larda kadının özgürleşmesi amacıyla haklı bir şekilde başladı. Ancak, zamanla bu hareket radikal feminizme evrildi. Radikal feminizm ise, kadın-erkek arasında bir mücadele ve çatışma alanına dönüştü. Günümüzde bu radikal anlayışın etkileri özellikle ABD’de görülebiliyor.” dedi.

Bilim, doğuştan üçüncü bir cinsiyet yok diyor!

Biyolojik cinsiyet doğuştan geldiğini, bu durumun kromozomlarla ilgili olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tarhan, “Doğuştan gelen bir kadın ve erkek cinsiyeti mevcuttur. Doğuştan üçüncü bir cinsiyet olmadığını gösteren, 2019 yılında Nature dergisinde yayımlanan büyük bir çalışma bulunmaktadır. Bu çalışma, Oxford, MIT ve Harvard gibi önde gelen kurumların da katkılarıyla 477 bin kişi üzerinde gerçekleştirilmiş ve şimdiye kadarki en büyük genetik çalışmalardan biri olmuştur. Çalışmada, üçüncü bir cinsiyeti belirleyen bir gen bulunmadığı açıkça ortaya konulmuştur. Bu bilimsel kanıtlar, biyolojik olarak üçüncü bir cinsiyetin olmadığını ve yalnızca kadın ile erkek cinsiyetlerinin mevcut olduğunu göstermektedir. Bu durumda, toplumsal cinsiyetin sonradan öğrenildiği, yani genetik değil, epigenetik bir olgu olduğu anlaşılmaktadır. Toplum içinde yetiştirme tarzı ve çevresel etkenler yoluyla, bireylerde genetik polimorfizm şeklinde değişimler oluşabilmektedir. Ancak bu, değiştirilebilir bir durumdur; birey isterse bu durumu değiştirebilmektedir.” diye konuştu.

“Kadın ve erkek bedenin kötüye kullanımına dur demek gerekiyor”

Bilimsel kanıtların ortaya çıkmasıyla, "üçüncü cinsiyet vardır" iddiasında bulunanların savlarının zayıfladığını, bu durumun bir tercih veya kültür haline geldiğini ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Eğer toplumda üçüncü cinsiyet ya da cinsiyetsizlik bir kültür olarak benimsenirse, kadın ve erkek cinsiyetlerinin yanı sıra başka cinsiyetlerin de varlığı kabul edilecektir. Günümüzde sadece eşcinsel bireyler (gay ve lezbiyen) veya trans bireylerden bahsedilmemekte, "Q" harfiyle tanımlanan bir kategori de ortaya çıkmıştır. Hatta bazı yerlerde pedofili veya hayvanlarla cinsel ilişki gibi kavramlar dahi cinsel özgürlük kapsamında değerlendirilmeye çalışılmıştır ki bu, insan bedeninin açık bir şekilde kötüye kullanımıdır. Kadın ve erkek bedenin kötüye kullanımına dur demek gerekiyor. Bu nedenle biz bununla ilgili dernek kurduk, çalışmalar yaptık. Bu durum, aileyi yıkıyor, aileye zarar veriyor.” şeklinde konuştu.

Cinsiyet değiştirme merkezleri kapatılıyor…

Yeni çıkan “Cinsiyetiyle Barışık Çocuklar Yetiştirmek” kitabına da atıfta bulunan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Amerikan Pediatri Birliği ve Amerikan Çocuk Sağlık Birliği, küçük yaşta çocuklara hormon verilmesinin biyolojik doğaya aykırı olduğu vurgulanmıştır. Bu konuda yayımlanmış haberler ve videolar mevcuttur. Bilimsel kanıtlar günümüzde oldukça belirgindir. İngiltere'de de bu durumla ilgili önemli adımlar atılmakta ve cinsiyet değiştirme merkezleri kapatılmaktadır. Bu durum, insanın biyolojik doğasına aykırı bir müdahale olarak değerlendirilmektedir. Domates seçerken bile ‘doğal olsun’ " diyoruz; ancak insanın biyolojik doğasına ve genetik yapısına uygun olmayan bir yaşam tarzı çocuklara ve bireylere öğretiliyor. Kitapta da bu konulardan bahsettik.” diye konuştu.

"Cinsiyetsizleştirme artık bir psikolojik savaş kavramı” 

"Yüzde yüz kadın" ya da "yüzde yüz erkek" diye bir şey olmadığını, her erkekte yüzde 10-20 oranında kadınsılık, her kadında ise yüzde 10-20, hatta yüzde 30-50 oranında erkeksilik bulunabileceğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Küresel düzeyde bir cinsiyetsizleştirme çalışması yürütülüyor. Aileler ve bireyler ‘tıp böyle diyor’ düşüncesiyle ses çıkaramazken, tıbbın bu konuda öyle bir şey demediği bilimsel kanıtlarla ortaya konulmuştur. Kanıtların netleşmesiyle birlikte bu konuda savunanların sesleri artık eskisi kadar yüksek çıkmamaktadır. Cinsiyetsizleştirme kavramı uluslararası literatüre girmiş bir kavram ve bu artık psikolojik savaş kavramıdır.” dedi.

K-pop kültürünün etkisi…

Özellikle K-pop müziği akımının yeni jenerasyon üzerinde etkilerine değinen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şöyle devam etti:

“K-pop kültürü oldukça cazip ve çekici görünüyor. Ancak orada cinsiyet ayrımı olmadığını, kadın ve erkek cinselliğinin yer almadığını, daha çok unisex bir yaklaşımın benimsendiğini biliyoruz. Bu, aslında genç yaşta çocukları etkileyen büyük bir proje olarak dikkat çekiyor. K-pop sayesinde Güney Kore’nin yıllık gelirinin ABD’de 7-8 milyar dolar seviyesine ulaştığı belirtiliyor. Bu kültür, özellikle ailede mutlu olmayan çocuklara çekici geliyor. Ailede mutlu ve sağlıklı bir iletişim kurabilen çocuklar bu tür akımlara yönelmezken, anne-baba ile geçinemeyen veya problemleri olan çocuklar bu sahte çekiciliğe kapılıyor. Bunun yanı sıra, cinsiyet değiştirme ile ilgili ciddi bir propaganda dalgası da söz konusu ve bu durum bir salgın gibi yayılmakta.”

Çocukların davranışları aile dinamiklerinden kaynaklanabiliyor

Ailenin önemine de vurgu yapan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şunları kaydetti:

“Çocuğunu doğru şekilde yetiştiren, evi bir güven alanı haline getiren, huzurlu bir ortam sunan, kadınların kadınsı, erkeklerin ise erkeksi rollerini doğal şekilde sergilediği ailelerde genellikle cinsel kimlik sorunları yaşanmıyor. Ancak bazı vakalarda, çocukların davranışlarının aile dinamiklerinden kaynaklandığını görüyoruz. Bir çocuk babasına kızdığında, bunu bir protesto aracı olarak kullanıp cinsel kimlik değişikliği gösterebiliyor; böylece babasından bilinçdışı bir şekilde intikam alıyor. Benzer şekilde, annenin erkeksi bir rol üstlenmesi durumunda, çocuk annesine tepki olarak benzer davranışlar sergileyebiliyor. Çocuklar bunu genellikle bilinçaltı seviyesinde, farkında olmadan yapıyorlar. Bu tür durumları önlemek için ailenin güvenli bir alan oluşturması ve sağlıklı bir ortam sunması çok önemli. Cinsel kimliğiyle ve cinsiyetiyle barışık bireyler yetiştirmek mümkün. Ancak bu süreçte zamanlama kritik bir rol oynuyor. 12-13 yaşından sonra bu tür durumları düzeltmek çok daha zor hale geliyor. 10 yaşından önce bu farkındalık sağlanırsa çözüm daha kolay olabilir. 17-18 yaşına gelmiş çocuklarla çalışırken, öncelikle bu davranışların arka planındaki nedenleri anlamaya çalışıyoruz. Çocuğun hangi sebeplerle bu yöne eğilim gösterdiğini tespit ettikten sonra, bu nedenleri ortadan kaldırmaya odaklanıyoruz.”

Çocuğun cinsiyet rollerine uygun olmayan şekilde yetiştirilmesi…

Çocuğun küçük yaşta yanlış yönlendirilmesi ve cinsiyet rollerine uygun olmayan bir şekilde yetiştirilmesinin önemli bir sorun olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Sosyal medyada dolaşan bir video var; bir kız çocuğu boks eldivenlerini giymiş, babasıyla boks yapıyor ve onu yere seriyor. Çoğumuz bu videoyu izlemişizdir ve oldukça eğlenceli, hatta sevimli geliyor. Videoda anne gelip babayı kurtarıyor ve herkes gülüp eğleniyor. Ancak burada fark edilmesi gereken bir durum var: Bu tür örneklerde, kız çocuğu erkeksi bir şekilde yetiştiriliyor. Her ne kadar bu anlar neşeli ve eğlenceli görünse de, çocuk üzerinde uzun vadeli etkileri olabilir. Bu şekilde yetiştirilen kız çocukları, 12-13-14 yaşına geldiğinde ‘Sen kızsın, öyle değil, böyle davran’ denildiğinde tepki gösterebiliyor. Çocuk, ‘Ben erkek gibi davranmak istiyorum’ diyebiliyor ve bu durum aileyi zorlayabiliyor.” şeklinde konuştu.

Çocuğun yetiştirilme tarzı çok önemli!

Çocuğun yetiştirilme tarzının son derece önemli olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Ailede herkes kızsa; ablalar, teyzeler gibi kadın figürlerin çoğunlukta olduğu bir ortamda, tek erkek çocuğa kız kıyafetleri giydiriliyor ve bu bir eğlence aracı haline geliyor. Herkes gülerken, bu durum çocuğun gelişimi üzerinde olumsuz etkiler bırakabiliyor. Erkek çocuk, kadınsı rol modellerle büyüyor ve bu süreçte baba da zayıf bir kişilik sergiliyorsa, amca veya dayı gibi güçlü erkek figürler de yoksa çocuğun cinsiyet kimliği üzerinde ciddi bir etki bırakılıyor. Erkek çocuğa bu dönemde yeterli ilgi gösterilmezse ve bu durum uzun süre devam ederse, çocuk kadınsı bir kimlik geliştirebiliyor. Çocuk ergenlik dönemine girdiğinde ise ‘Değiştirmem, ben böyleyim’ diyebiliyor. Çünkü artık genetik polimorfizm ve epigenetik şekillenme meydana gelmiş oluyor. Bu durumda bir değişiklik yapmak için yoğun bir tedavi süreci gerekiyor ve bu değişim ancak kişinin kendisinin istemesiyle mümkün olabiliyor. Ancak bu aşamada genellikle iş işten geçmiş oluyor.” şeklinde sözlerine son verdi. 

Gönderen: journal
1276 defa okundu 
 


_medya advertorial

_haberler advertorial

_gundem advartorial

_Gündem

_biz advertorial

İslam

Yaşam
“Cinsiyetsizleştirme hareketi dünya nüfusunu azaltmaya yönelik bir proje!”
Türk Kızılay Halep’te Sevgi Mağazası Açtı
Berberlerden Hafızlara Estetik Dokunuş : Eskişehir’de Örnek Organizasyon
Çocuklara ‘ölüm’ kavramı açıklanmalı…
TÜRK KIZILAY YARDIMLARININ REFAH SINIR KAPISINDAN GEÇİŞİ BAŞLADI

Spor
Şampiyon sporcular Rektör Adıgüzel’i ziyaret etti
Anadolu Üniversiteli sporculardan büyük başarı
Eğitim görevlisi başvuruları başlıyor
MHK’den Genç Hakemlere Destek: Hakem Gelişim Programları Sonuçları Açıklandı
Eskişehirspor’da yeni imzalar

Sinema
“Bağlantı Hatası” filminden görsel şölen: Afiş Yayınlandı

Sağlık
Diyabetle Sağlıklı Yaşam: Riskleri Tanıyın, Sağlığınızı Koruyun!
KAS VE EKLEM HASTALIKLARINDA OZON TEDAVİSİNİN 6 ÖNEMLİ ETKİSİ!
Çocuklarda Diş Çürüklerine Karşı Alınması Gereken Önlemler
Tedbirler gevşetildi, salgın hastalıklar arttı…
Kanser Riskine Karşı Alınabilecek Önlemler: Sağlıklı Yaşamın Anahtarları

Politika
Albayrak, Kurtuluş Kapalı Pazar yeri sorunu çözdü
Gürhan Albayrak’tan teşekkür mesajı
CHP İl Başkanı Cumhurbaşkanın vaat vermemesinden rahatsız oldu
AK Parti’de Gürhan Albayrak güven tazeledi
Yargı, 78 canımızın yitip gitmesine sebep olanlardan bunun hesabını soracaktır

 

 
Polis
Engelli park alanlarına park eden sürücülere af yok
FETÖ Operasyonunda 63 Şüpheli Yakalandı
Gümrüklerde bu yıl 55,2 milyar liralık kaçak eşya ele geçirildi

Otomobil-Motorsiklet
2025’TE İKİNCİ ELE TALEBİN ARTMASI BEKLENİYOR
Zes’ten En Hızlı Elektrikli Araç Şarj Çözümü
UTTS İçin Büyük İş Birliği!
İkinci Elde Lüks Otomobil Avantajlı Hale Geldi
MTV ÖDEMESİNDE SON GÜN 31 OCAK!

Magazin
Zeka yapay ama katliam gerçek: İsrail ve Google ortaklığı
Ekranlardaki travmatik görüntüler toplumu huzursuz ediyor!
Türkiye’nin Teknoloji Yolcuğu, TRT-EBA Ekranlarında İzleyiciyle Buluşuyor
Kendi okuyucularını kandıran gazete ve haber siteleri
Borcu 2030’da bitecek olan ESTRAM 20 yaşında

Kültür-Sanat
Eskişehir İl Müftülüğünde Talim ve Tashih-i Hurûf Kursu Tamamlandı
Sivrihisar Dövme Sucuk Festivali İptal Edildi
"Hafız Kal" temasıyla 2. hafızlık yarışması
“Doğanın Sessiz Tanıkları” fotoğraf sergisi İBF’de açıldı
Eskişehir Afrikalı Öğrenciler Topluluğu Yönetim Kurulu Seçimi Birlik Vakfı’nda Gerçekleşti

Güncel
DSİ ESKİŞEHİR’DE EMEĞİ BEREKETE DÖNÜŞTÜRMEYE DEVAM EDİYOR
Ünlüce’nin sözleri ne zaman hayata geçmeye başlayacak
Eskişehir’de Miraç Kandili Programı Düzenlendi
Bugün Miraç Gecesi, Kandilimiz Mübarek Olsun
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Eskişehir’e geliyor

Fıkıh

Eğitim
Anadolu Üniversitesi, uluslararası sıralamalardaki yükselişini sürdürüyor
“Mustafa Akgül Özgür Yazılım 2025 Kış Kampı” başlıyor
Anadolu Üniversitesinden milyonlarca liralık tasarruf
Çocuk Üniversitesinden yarıyıl tatilini renklendiren programlar
Öğrenciler “İş Gardrobu” ile Kariyerlerine Şıklık Katacak

Ekonomi
ESKİŞEHİR’DE TARSİM TANITIM TOPLANTILARI TAMAMLANDI
Sanayi Üretimimiz, En Zor Şartlarda Bile Devam Edebilmeli
Afyonkarahisar ihracatta 1 milyar dolar hedefliyor
OEDAŞ Türkiye’nin teknolojik bağımsızlığına üç yerli yazılımla destek verecek
E-SKUTERLERE YERLİLİK ŞARTI GELİYOR

Ekoloji
Uzmanlar uyarıyor! Toprak yoksa gelecek de yok!
Orman yanğınlarına karşı Sarıcakaya’da vatandaşlara eğitim verildi
2024 Yılında Orman Köylümüze Her Alanda Destek
TÜRKİYE’DE YAPILARIN YÜZDE 75’İNDE ISI YALITIMI YOK!
“DEPOZİTO YÖNETİM SİSTEMİ SIFIR ATIK PROJESİ’NİN EN KIYMETLİ ADIMI OLACAK”

Bilim-Teknoloji
15 Yaşındaki Hacker Akdeniz’deki Petrol Tankerlerini Hedef Aldı!
Türkiye’deki çocukların %24’ü yaşlarına uygun olmayan bilgisayar oyunları oynuyor
10’uncu Türksat Model Uydu Yarışması İçin Başvurular Başladı
Çocukların Güvenliği için Teknolojik Seferberlik İlan Edilsin
YERLİ YAPAY ZEKA 64 BİN OLTALAMA SALDIRISINI ENGELLEDİ

AlfaTürk

Eskişehir Temizlik Şirketi Merdiven Temizliği 0530 746 82 66 - 0542 260 86 02 - 0530 746 82 66