Nadir Toprak Elementleri İddialarına Gazeteci Zafer Şahin’den Cevap

Nadir Toprak Elementleri İddialarına Gazeteci Zafer Şahin'den Cevap: "Satış İddiaları Kesinlikle Asılsız"

Gazeteci Zafer Şahin, YouTube kanalında yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin 2022 yılında Eskişehir Beylikova'da keşfettiği 700 milyon ton rezerve sahip nadir toprak elementlerinin ABD'ye satıldığı yönündeki iddiaları kesin bir dille yalanladı.

Şahin, bu elementlerin savunma sanayi, füze teknolojisi ve elektrikli araçlar gibi yüksek teknoloji alanları için hayati önem taşıdığını vurgulayarak, satış iddialarının hem siyasi hem de hukuki dayanağı olmadığını belirtti.

Hukuki Koruma ve Devlet Kontrolü

Zafer Şahin, nadir toprak elementlerinin aranması ve işletilmesi konusunda Türkiye'nin sıkı bir yasal korumaya sahip olduğunu açıkladı:

• 1983 Tarihli Kanun: 12 Eylül 1980 darbesi sonrası çıkarılan 1983 tarihli bir kanuna göre; bor tuzları, trona, asfirlit, uranyum, toryum ve nadir toprak elementleri gibi kıymetli madenlerin aranması ve işletilmesi devlet eliyle yapılmak zorundadır.

• Bu kanunla, gerçek ve özel hukuk kişilerine verilen tüm ruhsatlar iptal edilmiş, böylece bu kritik kaynakların devlet kontrolünde kalması sağlanmıştır.

Siyasi Gündem ve İddiaların Arka Planı

Şahin, bu iddiaların siyasi motivasyonlarla ortaya atıldığını öne sürdü:

• Geçmişteki Alaylar: Daha önce muhalif çevrelerin bu keşiflerle (Melih Gökçek'in "Jelibon" benzetmesi üzerinden) alay ettiklerini hatırlattı.

• Gündem Değiştirme: Şahin, iddiaların, muhalefetin kendi iç siyasi karışıklıklarını ve İstanbul'daki yolsuzluk operasyonu gibi gündemlerini örtmek amacıyla kullanıldığını savundu.

Yüksek Teknoloji İhtiyacı ve Güvenlik Vurgusu

Nadir toprak elementlerini çıkarma ve işleme sürecinin çok yüksek teknoloji gerektirdiğini belirten Şahin, bu nedenle Türkiye'nin ancak ABD veya Çin gibi ülkelerle ortaklık yaparak bu süreci yürütebileceğini ifade etti.

Son olarak Bolivya'daki millileştirme çabalarının darbelere yol açtığı örneğini veren Şahin, Türkiye'deki bu kritik kaynakların kanuni koruma altında olduğunu belirterek, "Halkımızın kimsenin endişelenmemesi gerektiğini" söyledi.