Toplumda sıkça karşılaşılan ve kişide "ölüm korkusu" yaratan panik atak, aslında vücudun binlerce yıldır sahip olduğu doğal bir savunma sistemidir. Psikiyatri Uzmanı Dr. Emine Yağmur Zorbozan, panik atağın fizyolojik bir yanıt olduğunu ve doğru tekniklerle kontrol altına alınabileceğini vurguluyor.
Bir yırtıcı hayvandan kaçarken vücudumuzda ne oluyorsa, panik atak sırasında da aynısı yaşanır. Tek fark; ortada fiziksel bir yırtıcı değil, zihnimizin ürettiği "tehlike algısı" olmasıdır.
Vücut Neden Bu Tepkileri Veriyor?
Adrenalin hormonu salgılandığında vücudunuz sizi "savaşmaya" veya "kaçmaya" hazırlar:
-
Çarpıntı: Kaslara daha fazla kan pompalamak için kalp hızlanır.
-
Nefes Darlığı: Kanı temizlemek ve oksijen miktarını artırmak için soluk alıp verme sıklaşır.
-
Uyuşma ve Titreme: Kan, kollar ve bacaklar gibi kaçış için kritik bölgelere yönelir; bu da karıncalanma hissi yaratır.
-
Gözbebeklerinin Büyümesi: Etrafı ve tehlikeyi daha net görebilmek için gerçekleşir.
Panik Atak Hakkında 3 Önemli Gerçek
-
Adrenalin Sizi Öldürmez: Aksine, tıp dünyasında kalbi duranları hayata döndürmek için adrenalin kullanılır. Adrenalin bir "hayatta kalma" hormonudur.
-
Ömrü Sadece 2 Dakikadır: Adrenalin vücutta salgılandıktan yaklaşık 2 dakika sonra parçalanmaya başlar. Atakların uzamasının sebebi, kişinin korkup yeni "olumsuz düşünceler" üretmesidir.
-
Fiziksel Zarar Vermez: Panik atak nedeniyle kalp krizi geçirilmez, felç olunmaz veya delirilmez. Doğada yırtıcıdan kaçan bir canlının bayılması mümkün değildir; bu yüzden panik anında bayılma riski de yoktur.
Kontrol Sizin Elinizde: 3-6-3 Nefes Tekniği
Panik anında adrenalin yanıtını baskılamak ve vücudu sakinleştirmek için şu adımları izleyebilirsiniz:
-
3 Saniye: Burnunuzdan derin bir nefes alın.
-
6 Saniye: Nefesinizi tutun.
-
3 Saniye: Nefesinizi yavaşça geri verin.
Sonuç: Bu döngü birkaç kez tekrarlandığında vücudun "parasempatik sinir sistemi" (sakinleşme modu) devreye girer ve adrenalin etkisi kırılır.
Panik atak tek başına bir hastalık değil, bir belirtidir. Depresyon, anksiyete veya obsesif kompulsif bozukluk gibi durumların habercisi olabilir. Eğer kendi başınıza yönetemiyorsanız uzman desteği almaktan çekinmeyin.
|
